Ruhr Veliler Birliği - ELTERNVERBAND RUHR e.V.
Ana Başlıklar  
  Ana Sayfa
  Tanıtım_Ulaşım
  Basında biz...
  Yönetim Kurulu
  Etkinliklerimiz
  FörBiLes
  MobilES
  23 Nisan Kutlamaları
  Cumhuriyet Bayramı
  Okuma Yarışmaları
  Siyaset Meydanı
  Irkçılığa Karşı Girişim
  Halkla ilişkiler
  Ali Sak
  Öğretmen
  Eğitim
  Türkçe Gönüllüleri
  Atatürk
  Veli Dernekleri
  Kitap dünyası
  Genç nesil
  ÇOCUK KÖŞESİ
  Türkan Saylan
  Faydalı Bilgiler
  Uyum
  Tarih bilinci
  Sağlık
  Misafir Kalem
  Şiirler
  => Yaşamaya dair
  => Anadili şiirleri
  => TEKEL işçilerine...
  => Haftanın şiiri
  => Er Mektubu
  => Hiçbir Son (Şiir)
  Anlamlı Sözler
  Öyküler-Hikayeler
  FIKRALAR
  İş İlanları
  Duyurular
  Basından Seçmeler
  DOST Siteler
  Teşekkürler
  Ziyaretçi Defteri
  Ziyaretci Trafigi
  Top liste
  Galeri
TEKEL işçilerine...

TEKEL İŞÇİLERİNE SIKILAN SU

 Vidyo gösterimi


Atlantiğin suyunu sıkıyorlar Tekel işçilerinin üzerine,
Asitli, irinli, kanlı su çarpıyor kamunun göğsüne,
Çarpıyor yürekler tek elden: Tekel vatandır!
 
Pentagon’un suyunu sıkıyorlar Ankara’nın üzerine,
Pompaları General Motors, hortumları Philips Moris.
Direniyor halk tek elden: Vatan satılmaz.
 
Atlantiğin pis suyunu sıkıyorlar Türkiye’nin kalbine,
Bu suda haçlı irticanın uykusu, bu suda  bölücü pususu,
Bu suda Mr. Wilson’un ve New York borsasının korkusu.
 
Atlantiğin pis suyunu sıkıyorlar dağlarımızın üzerine,
Yerinde duramıyor Kızılırmak, Fırat, Murat, deli Zap…
Çalkalanıyor yatağında Van gölü, Karadeniz, Marmara.
 
Atlantiğin pis suyunu sıkıyorlar çocuklarımızın kafasına,
Bu suda uyuşturucu, fuhuş, tiner ve sıcak para,
Bu suyun içinde Soros köçekleri ve soykırım yalanı,
Bu suyun içinde gizli anlaşmalar, gladyo ve Iraklı’nın kanı,
Çarptıkça kendimize geliyoruz, diriliyoruz bu suyla:
Direniş var yılgınlık yok. Ölmek var dönmek yok!
 
Bizim suyumuzsa sevda dolu, ışık dolu, bereket dolu…
Bizim suyumuz, genç tütün saplarının dibinden akacak,
Bizim suyumuz Türkiye’yi yeniden yıkayıp arındıracak.
Bakmayın yere yıkıldığımıza, yere yıkılan sadece gövde,
İnanç ve öfke bayrak gibi, ay’la yıldız gibi gökte.-
HÜSEYİN HAYDAR

 

 

TEKEL İŞÇİSİ NİŞANLI KIZIN VASİYETİ
 
Benim bu Tekelden ölüm çıkacak,
Ölüm çıkacak, kesin.
Beni almak için nişanlım,
Üç bin ceset torbası getirsin.
 
Benim bu Tekelde fermanım kesin,
Kararım kesin.
Benim başımı, günde üç kere kesin,
Başım herkesin.
 
Bafra’da başladığım yatak örtüsünü,
Bitlis’te bitirememişim,
İğneden ibrişimi geçirememişim,
Ama, geçecek, kesin.
 
Pembe sümbüller işliyordum uçlarına,
Al yeşil meyveler, biberiyeler,
Süt kâseleri ki herkes içsin, herkes yesin.
 
Önlüğümü makasla kesin,
Gelinliğimi, duvağımı fabrikaya asın,
Asla tutulmasın yasım,
Bu adamlar Anzavur’dan Anzavur,
Anzavur’un yollarını kesin,
 
Bu polis hangi polis,
Biber gazı sıkıyor gözlerimize.
Bu hükümet kimin hükümeti?
Satıyor mübarek memleketi.
Yıkılmak yok, düşen kalkacak,
Bu kesin, kesin!
 
Çeyizim satılsın, yüzüğüm satılsın,
Dantellerim, oyalarım satılsın,
Ama, Tekel vatandır, namustur,
Namusumuz satılmasın.
 
Sarı saçlarım kesilsin,
Nefesim, kefenim kesilsin,
Ama, umudumuz kesilmesin.
Ak göğsümden sütümü toprak emsin,
Akça sütüm herkesin.
 

 
Tütün gibi sarıp içsin beni toprak,
Ateşim Muş ovalarından tütsün,
Dumanım işbirlikçiyi yutsun.
 
Zafer sabahı çıkacağım topraktan,
Saçlarıma tütün gülleri takarak,
Bu kesin, kesin!
 
Ey yaralı, onurlu Türkiye ruhumdasın,
El ne derse desin!

HÜSEYIN HAYDAR

 

 

 
   
Facebook beğen  
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol