Ruhr Veliler Birliği - ELTERNVERBAND RUHR e.V.
Ana Başlıklar  
  Ana Sayfa
  Tanıtım_Ulaşım
  Basında biz...
  Yönetim Kurulu
  Etkinliklerimiz
  FörBiLes
  MobilES
  23 Nisan Kutlamaları
  Cumhuriyet Bayramı
  Okuma Yarışmaları
  Siyaset Meydanı
  Irkçılığa Karşı Girişim
  Halkla ilişkiler
  Ali Sak
  Öğretmen
  Eğitim
  Türkçe Gönüllüleri
  Atatürk
  Veli Dernekleri
  Kitap dünyası
  Genç nesil
  ÇOCUK KÖŞESİ
  Türkan Saylan
  Faydalı Bilgiler
  Uyum
  Tarih bilinci
  Sağlık
  Misafir Kalem
  Şiirler
  Anlamlı Sözler
  Öyküler-Hikayeler
  FIKRALAR
  İş İlanları
  Duyurular
  Basından Seçmeler
  DOST Siteler
  Teşekkürler
  Ziyaretçi Defteri
  Ziyaretci Trafigi
  Top liste
  Galeri
Basında biz...



Hürriyet 22-10-2013




Hürriyet 17.10.2013


14-10-2013 SABAH

Hürriyet 30.09.2012





Hürriyet, 04.06.2012



26.03.2012



Hürriyet, 25.03.2012



Mart 2012


SABAH 11.03.2012

Türkiye, 12.02.2012


Aydınlık, 13.02.2012


Sabah, 06.02.2012


Hürriyet, 05.02.2012







02.12.2011, Hürriyet

"50 Jahre Anwerbeabkommen"
Veranstaltung in Moers. EVR vertreten durch Dr. A. Sak
Der Westen

Podiumsdiskussion 50 Jahre Migration mit (vl) Dr. Ali Sak, Bekir Alboga, Prof. Dr. Wolf-Dietrich Bukow und Dr. Ahmet Uenalan im kath. Jugenheim Lindenstraße in Moers.
Foto: Bernd Lauter / WAZ FotoPool

17.10.2011


Die Welt:
Familie Sak widerspricht den Klischees...

Ali Sak ve ailesinin 'eğitim ve uyum' konularındaki yaklaşımı ve deneyimleri.
12.10.2011




Öğretmenlikte Türkçe devrimi

ALMANYA’NIN Kuzey Ren Vestfalya (NRW) Okul Bakanlığı, Türkçe anadil dersi yönetmeliğinde değişiklik yaptı. Buna göre Türkçe anadili dersi vermek için Almanya ve Türkiye’de Türkçe’nin dışındaki dallarda öğretmenlik öğrenimi yapmış kişiler de başvurabilecek. Ancak bu kişilerde C1 düzeyinde Türkçe bilmeleri koşulu aranacak.

ATAMA BEKLİYORUZ

ESSEN’DE kurulu olan Ruhr Veliler Birliği Başkanı Dr. Ali Sak, yönetmelik değişikliğini olumlu bulduklarını belirterek, veli ve öğretmen dernekleri olarak girisimlerinin sonuç vermesinden memnun olduklarını söyledi. Dr.Sak, bu değişiklikle birçok kentte boş olan Türkçe öğretmen kadrolarına atama yapılmasını umduklarını belirtti.

TÜRKÇE’DE C1 ŞARTI

C1 düzeyinde Türkçe bilgisini kanıtlamak için Türkiye’de TÖMER’den, Almanya’da da Duisburg’da bulunan ve TÖMER ile işbirliği yapan ICC Center kuruluşundan sertifika almak gerekiyor. Türkiye’de Türkçe ya da başka bir alanda öğretmenlik öğrenimi yapmış adayların ise B1 düzeyinde Almanca bildiklerini bir sertifika ile kanıtlamaları gerekiyor.

ADAYLARIN DİKKATİNE

Dr. Ali Sak, Türkçe derslerinin öğleden sonra verilmesi, velilerin bu konuda bilgilendirilmemesi konularında da iyileştirme beklediklerini vurguladı. Sak, “Daha önce Türkçe anadil öğretmenliği kadroları açılıyor, doldurulamadan kadrolar kapatılıyordu. Şartları uyan herkese duyurulur. Önümüzdeki günlerde Gelsenkirchen kentinde üç kadro açılacak” dedi.

Yunus ÜLGER / ESSEN

16.07.2011

SABAH
Haber kaynağı için tıkla

 



Türkiye’de öğretmenlik mezunu olanlar Türkçe öğretmeni olabilecek

Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyaletinde Türkiye’de her hangi bir öğretmenlik bölümünden mezun olanların da Türkçe öğretmeni olmasının yolu açıldı. Yönetmelikteki değişiklikle ilgili eyalet bünyesinde valiliklere talimatmane gönderen KRV Okul-Eğitim Bakanlığı, öğretmenlik mezunu olanların anadil dersi öğretmeni olabilmeleri için Türkçe C1 sertifikasına sahip olmaları şartı arandığının altını çizdi.

Almanya’nın yaklaşık dörtte bir nüfusunu barındıran ve 1 milyon civarında Türk kökenlinin yaşadığı Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyaleti, anadil öğretmenliği alımlarında önemli değişikliklere imza attı. Uzun süredir, başta Türkçe öğretmenliği olmak üzere anadil öğretmenliği kadrolarında sorunlar yaşanıyor, öğretmenlik için açılan kadrolara aranan vasıflarda adaylar bulunamadığı için kadrolar doldurulmadan kapatılıyordu. Söz konusu sorunlara çözüm üretme kararı alan Kuzey Ren Vestflya (KRV) Okul-Eğtim Bakanlığı, geçtiğimiz aydan itibaren anadil öğretmenliği yönetmeliğini değiştirdi. Bakanlık tüm anadil derslerini kapsayan değişikliklikler içinde, Türkçe öğretmenliği konusunda önemli bir yeniliğe imza attı. Buna göre artık Türkçe öğretmenliği için sadece Türkçe bölümü mezunları değil, diğer tüm öğretmenlik bölümlerinden mezun olanların kabul edilmelerinin yolu açıldı. Ancak Türkçe öğretmeni olmak isteyen öğretmenlik bölümlerinden mezun kişilerde aranan ek bir şart yer alıyor. Bu ise, öğretmen adaylarının Türkçe C1 sertifikasına sahip olması. Söz konusu sertifikaya sahip olmayanların öğretmen olmak için öncelikle Türkçe C1 sertifikasını almaları gerekiyor.

KRV Okul-Eğitim Bakanlığı, söz konusu yeni düzenlemeyi, bünyesindeki beş bölge valiliğine talimatname yollayarak bildirdi. Köln, Düsseldorf, Münster, Arnsberg ve Detmold valiliklerine gönderilen talimatmanede bakanlık, göçmen kökenli öğrencilerin dil eğitimi konusunda değişiklikler yapıldığı bildirilerek yenilikler sıralandı. Yazıda, “7.3 numaralı yönetmeliğe ‘b’ maddesinden sonra ‘c’ maddesi eklenmiştir. Buna göre, yabancı kökenli bir öğretmen sınavı veya tanınmış bir köken dili öğretmenliği için bir üniversite öğretmenlik diplomasının ibraz edilmesi durumunda C1 yeterlilik sertifikası GeR’in kazanılmış olması, KRV okulları müfredatının 5018 numaralı maddesinin öngördüğü şekilde olması, fonksiyonel iletişim yeterliliği, gerekli kültürlerarası ve metodik birikim ve yeterlilik sahibi olunması ve dil materyali ve dil bilgisine sahip olunması gerekir. Yeni uygulama hemen yürürlüğe girecek ve okullarda duyrulacaktır” ifadelerine yer verildi.

Konuyla ilgili bir değerlendirmede bulunan Ruhr Veliler Birliği Başkanı Dr. Ali Sak, “Yoğun çabalarımız sonucunda KRV Okul Bakanlığı bu değişikliği yaparak, öğretmenlik mezunu olanların Türkçe öğretmeni olabilmelerinin önünü açtı. Daha önce Türkçe anadil öğretmenliği kadroları açılıyor, doldurulamadan kadrolar kapatılıyordu. Şartları uyan herkese duyurulur. Önümüzdeki günlerde Gelsenkirschen kentinde üç kadro açılacak” dedi.  

ZAMAN AVRUPA

2011-07-12

Muhabir: ZİVER ERMİŞ

Haber kaynağı için tıkla






HÜRRIYET, 25.03.2011






                                      WAZ 16.05.2011
 








SABAH 11.04.2011








25 Şubat 2011 'Eğitim sorunları istişare toplantısı' konulu toplantının konu edildiği haber sayfaları:


http://www.haberler.com/almanya-da-anadilde-egitime-destek-cagrisi-2562564-haberi/

 

http://news-eu.com/haber/952-egitim-sorunlari-masaya-yatirildi.html

 

http://news-eu.com/haber/952-egitim-sorunlari-masaya-yatirildi.html

 

http://www.kibrisgenctv.com/haberler/Dunya/Almanya-da-Anadilde-Egitime-Destek-Cagrisi-1440.html


ha-ber.net/index.php?option=com_content&task=view&id=11711&Itemid=0

01.03.2011 Euro D Haber Bülteninde:

www.hurriyet.de/eurodhaberbulteni/


 





Hürriyet, 20.02.2011


WAZ 16.02.2011





SABAH 28.09.2010






WAZ (16.08.2010)



Hürriyet 02.06.2010



Ruhr Veliler Birliği TRT de

28.04.2010
Dünya Hali

Dr. Ali SAK
23 Nisan dolayısıyla Ruhr Veliler Birliği ve Ruhr Öğretmenler Birliği’nce ortak düzenlenen etkinliklerin değerlendirilmesi



WAZ 29.04.2010




SABAH, 22.04.2010, Yunus Ülger



Başbakan Erdoğan ile Almanya Başbakanı Merkel'in üzerinde anlaşmaya vardıkları "Almanya'da Türk okulu", eğitimciler ve uzmanlar tarafından sevinçle karşılandı. Türk okuluna tam destek veren eğitmenler ve uzmanlar, Türk okulunun iki dilli olmasını önerdi.
Hürriyet 31.03.2010

 


Ruhr Veliler Birliği TRT de

1.3.2010
Ruhr Veliler Birliği Başkanı Dr. Ali Sak'ın TRT'nin Dünya Hali programında canlı yayında NRW'de anadili ve eğitim konulu röportajı.





Göçmen eğitimciler: KRV’de Türkçe dersleri tehlikede

 

ZAMAN Avrupa

10 Şubat 2010, Çarşamba

ZİVER ERMİŞ, KÖLN

 


Göçmen eğitimciler, 1 milyona yakın Türk’ün yaşadığı KRV eyaletinde Türkçe’nin tehlikede olduğunu düşünüyor. Türkçe’yi okullarda ikinci yabancı dil olarak öğretmeyi öngören yeni yönetmeliği inceleyen göçmen eğitimciler, “Türkçe’nin ikinci yabancı dil olarak verilmesiyle anadil Türkçe derslerinin kaldırılacağı belirtiliyor. Diğer yandan 18 öğrenci ve C1 sertefikalı öğretmen kadrosu gibi şartların gerçekleşmemesi durumunda bu ders de verilemeyip Türkçe tamamen kaldırılmış olacak” diyor.

Göçmen eğitimciler, Almanya’daki Türklerin üçte birinin yaşadığı Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyaletinde Türkçe derslerinin tehlikeye girdiğinden endişe ediyor.

KRV Okul ve Eğitim Bakanlığının hazırladığı “Köken Dilleri” (Herkunftsprache) yönetmeliğini inceleyen göçmen eğitimciler, aralarında Türkçe’nin de bulunduğu köken dillerini “Seçmeli İkinci Yabancı Dil” dersi olarak vermeyi planlayan yönetmeliğin anadil Türkçe derslerini kaldırmayı öngördüğünü açıkladı.

Konuyla ilgili ZAMAN’a açıklamada bulunan Eğitim ve Bilim Birliği Öğretmen Sendikası Köln eski İkinci Başkanı ve Eğit-Danış Kurulu Başkanı Mehmet Önel, “21 Aralık 2009’da yürürlüğe giren ve 1982’den beri yürürlükteki eski yönetmeliği yürürlükten kaldıran yeni yönetmelikle Türkçe ikinci yabancı dil oluyor diye önce herkes sevindi. Ancak yönetmeliği derinlemesine inceleyince, Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olabileceğimizi gördük” dedi.

Yönetmeliğin ayrıntılarında, bir okulda Türkçe’nin ikinci yabancı dil olarak yürürlüğe girmesi durumunda Anadil Türkçe derslerinin kaldırılmasının öngörüldüğünü bildiren usta eğitimci Önel, “Yönetmeliğe göre, eğer organizasyon, müfredat programı, personel ve eğitim yönetmeliğinin şartları yerine gelebiliyorsa, 5. sınıftan 10’uncu sınıfa kadar (Sekundarstufe 1) anadil Türkçe, 2. veya 3. bir yabancı dil yerine verilebilir.  Yani anadil Türkçe dersinin yerine, yabancı dil Türkçe dersi yapılacak. Yabancı dil Türkçe dersine geçilmediği sürece, Türkçe anadil dersi devam edecek. 5. sınıftan 10’uncu sınıfa kadar olan sınıflarda zamanla anadil dersleri, yabancı dil dersine çevrilecek” dedi.

Buradaki önemli tehlikenin ne olduğuna açıklık getiren Önel, “Yönetmeliğe göre, anadiller bütün okullarda 2. veya 3. yabancı dil dersi olarak verilebilecek. Alınan not sınıf geçmeyi etkileyecek. Alman ve diğer yabancı öğrenciler de katılabilecek. Ancak ilkokullarda aynı yaş grubundan en az 15, Hauptschule, Realschule ve Gymnasium’larda en az 18 öğrencinin bu dersi talep etmesi gerekiyor” dedi.

Mehmet Önel, “Anadil Türkçe dersinin kaldırıldığı okullarda, birinci olarak yukarıdaki sayılar sağlanamazsa, ikinci olarak da öğrenci veya öğretmen yetersizliği yüzünden ikinci yabancı dil Türkçe dersi de verilemezse o okullarda Türkçe hiç bir şekilde öğretilmemeye başlar. Nitekim bu dersin verilebilmesi için az önce saydığın şartların gerçekleşmesi lazım. Bunlardan biri de C1 sertifikalı öğretmenler. Şu anda bu sertifikaya sahip hiç öğretmen yok” dedi.  Önel ayrıca, “Anadil Türkçe dersinde çocuklar sadece Türkçe’yi değil, Türk tarih ve coğrafyasını, Türk gelenek ve kültürünü de öğreniyorlar. İkinci yabancı dil olarak Türkçe’de bu olmaz. Olması gereken hem anadil Türkçe dersinin, hem de yabancı dil olarak Türkçe dersi imkanının verilmesidir. İsteyen isteyene katılır” dedi.

KRV Veli Dernekleri Federasyon Başkan Yardımcısı ve Ruhr Veliler Derneği Başkanı Ali Sak ise, “Yeni yönetmeliğe göre ortaokullarda Türkçe yabancı dil olarak verilebiliyor. Bunun için yeterli katılım gerekiyor, fakat yeterli katılım sayısı muğlak bırakılmış. Okul başlangıcında veliler genelde bu konuda bilgilendirilmiyor ve ileriki zaman zarfında da velilere kendi aralarında  irtibata geçmeleri de veri koruma yasası (Datenschutzgesetz) öne sürülerek engelleniyor. Bu şekilde Türkçe derslerinin, gerek anadili gerekse ikinci veya üçüncü yabancı dili olarak verilmesi, yeterli öğrenci sayısı olmakla beraber, bürokratik ve bilhassa müdürlerin engeline takılıyor. Türkçe’nin Hauptschule’lerde ikinci yabancı dersi olarak verilmesinin ana hedefi bu okulları güçlendirmektir“ dedi. Ali Sak “anadil“ terimi yerine “köken dili“ tabirinin getirilmesinin de iyi niyetli olmadığını ve karşı çıkılması gerektiğini ifade etti.




SABAH 25.12.2009
Konunun ele alındığı diğer haber siteleri:

(www.habercininyeri.wordpress.com)
(www.aktueldergi.de)
(www.afyonkocatepehaber.net)


Hürriyet 21.11.2009


Hürriyet 12.10.09

 

 

 

Einbürgerung ist "mehr als ein Stück Papier"

Oberhausen, 02.10.2009, Helen Sibum

Oberhausen. 219 Oberhausener Jugendliche müssen sich bald für einen ihrer Pässe entscheiden. Wie das ist, können Seyda, Ersin, Berkay und Mohammed erahnen. Über Identität, Doppelpässe und den Zwang zum Entweder-Oder.

Kampagne für Einbürgerung: Das Land NRW wirbt dafür, dass sich Zuwanderer um die deutsche Staatsbürgerschaft bemühen. Foto: Land NRW

Bei der Bundestagswahl wollte sie abstimmen können, das fand sie wichtig. Entsprechend erleichtert war Seyda Uyar, rechtzeitig ihre Einbürgerungsurkunde in den Händen zu halten. Wenngleich die Freude geteilt ist. Die deutsche Staatsangehörigkeit annehmen heißt, die türkische aufzugeben. Weil sie zuvor ausschließlich letztere hatte, gehört Seyda nicht zu den so genannten „Optionskindern”, die sich dieser Tage für einen ihrer Pässe entscheiden müssen. Doch die in Deutschland geborene Tochter türkischer Eltern fühlt sich ähnlich hin- und hergerissen.

Wie Seyda geht es einer Menge Jugendlicher, auch in Oberhausen. „Warum muss man sich festlegen?”, fragt Berkay Dalo, ebenfalls 19. „Ich bin doch in der deutschen Kultur genau so zu Hause wie in der türkischen.” Nun muss Berkay sich nicht mehr festlegen, das haben seine Eltern schon vor Jahren für ihn getan und die deutsche Staatsbürgerschaft beantragt. „Ich weiß nicht, wie ich mich heute entscheiden würde.”

Post von der Behörde

Für einige Jugendliche in der Stadt ist die Frage ganz aktuell. Sie haben schon oder bekommen demnächst Post von der Einbürgerungsbehörde – mit der Aufforderung, einen ihrer beiden Pässe abzugeben. 219 Oberhausener Jugendliche haben gemäß des „Optionsmodells” einen befristeten Doppelpass. Jenes Modell gibt es seit dem Jahr 2000. Das damals eingeführte neue Staatsangehörigkeitsgesetz sieht vor, dass Kinder ausländischer Eltern, die hier zur Welt kommen, von Geburt an sowohl die Staatsangehörigkeit der Eltern als auch die deutsche haben. Im Alter von 18 bis 23 Jahren müssen sie sich dann allerdings festlegen.

Den Doppelpass auf Zeit gab es durch eine Übergangsregelung damals auch für Kinder, die am 1. Januar 2000 zwar schon geboren, aber nicht älter als zehn Jahre alt waren. Die ersten von ihnen werden nun 18 und müssen sich demnächst von ihrer Mehrstaatlichkeit verabschieden. In Oberhausen betraf das vergangenes Jahr 13 Kinder, 2009 erhalten 15 Kinder Nachricht von der Einbürgerungsbehörde. Die Gruppe dürfte mit den Jahren deutlich größer werden.

Zwang zum Entweder-Oder

Der Zwang zum Entweder-Oder ist belastend, das zeigen die Äußerungen von Jugendlichen wie Seyda oder Berkay. „Ich möchte mich in beiden Gesellschaften integriert fühlen, nicht in beiden zur Minderheit gehören”, sagt auch Ersin Tan (24), der das Ganze als Student der Politikwissenschaften auch schon mal von der theoretischen Seite durchdacht hat. Genau wie Mohammed Giraz (25), der angehende Lehrer für Deutsch und Sozialwissenschaften. „Das ist verfehlte Integrationspolitik.”

Ein Bündnis aus Sozialverbänden, Wissenschaftlern, Juristen und Kirchenvertretern sieht die Sache ähnlich und startete eine Kampagne „Wider den Optionszwang”, zu dessen Unterstützung auch der Elternverband Ruhr aufruft. Teile der Politik bewerten das Deutschsein auf Abruf ebenfalls kritisch. Mit Antritt der neuen Bundesregierung geht die Wahrscheinlichkeit einer Änderung freilich wieder gegen null.



Hürriyet, 16.08.2009





 

Informations- und Dokumentationszentrum für

Antirassismusarbeit e. V. (IDA)

IDA-Infomail

Nummer 1, Februar 2009, 10. Jg.

Erklärung zur Integrationsdebatte

Der Elternverband Ruhr e. V. hat eine Erklärung zur aktuellen Integrationsdebatte abgegeben. Anlass ist die im Februar 2009 veröffentlichte Studie „Ungenutzte Potentiale. Zur Lage der Integration in Deutschland“ des Berlin-Instituts für Bevölkerung und Entwicklung. Die breit in den Medien besprochene Studie sagt aus, dass Menschen mit türkischem Migrationshintergrund in Deutschland besonders schlecht integriert seien. Dabei werden sie mit anderen Zuwanderergruppen, u. a. mit Aussiedlerinnen und Aussiedlern verglichen, die die Studie als die am besten integrierte Gruppe ausmacht. Der Elternverband Ruhr e. V. kritisiert dass durch den verwendeten„Index zur Messung der Integration“ die ungleiche rechtliche und soziale Situation von Menschen aus der Türkei und Aussiedlerinnen und Aussiedlern nicht berücksichtigt werde. So gehörten die Deutsche Staatsbürgerschaft oder eine Beschäftigung im Öffentlichen Dienst zu den Indikatoren für gelungene Integration. Diese seien jedoch für Zugewanderte aus der Türkei schwerer zu erfüllen. Auf diese Weise würden Integrationshemmnisse mit Integrationsunwilligkeit gleichgesetzt. Die interkulturelle Öffnung der Gesellschaft sei jedoch eine Frage sozialer Gerechtigkeit und Gleichbehandlung.

 





 


















 
 
 
   
Facebook beğen  
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol