Hoşçakal
Geldim efeler gibi tek başıma
Şimdi sıra geldi gidiyorum Güneş’in batışına.
İster el sallayın ardımdan
İsterseniz taş kaydırın sularda
Dalgaların üzerinde yedi zıplatmayla.
Giden ben değilim ki kalan sizsiniz,
Ben hala sıcağım üşüyense yüreğiniz.
Sıkıp dişinizi sabahı beklerseniz
Söz yine doğacağım
Gitmediğimi göreceksiniz.
Doğduğumda da kimbilir önümde
Bereket bulutları oynaşacak belki de.
Battı dediğinizde
Dolanıyor olacağım aslında
Ötelerde bir yerde.
Biliyorum göremeyeceksiniz, özleyeceksiniz.
Ama söz hep olacağım
Olmam gereken yerlerde.
Bir zaman diliminde
İki bulutun arasından gülümseyeceğim sizlere
‘Bütün gün görmedim’ dense de.
Karanlık bir akşamın gerdeğinde
Hava durumu bülteninde
‘Yarın Güneş açacak’ diye söylendiğinde
Sevineceksiniz aydınlanmış yüzlerinizle.
Açan ben olmadığımdan
Kapanmayan hava olacak gerçekte
Her seferinde görüş mesafenizde.
Güvenmiyorsanız tekliğime
Akşamdan bir çizik atın yüreğime
Sabaha nasıl da
O izi hala taşıdığımı göreceksiniz üzerimde.
Sabahları yitirdiğinize yeniden kavuşmanın çoşkusu
Akşamları kavuştuğunuzu yeniden yitirmenin hüznü
Tortulanıp çökecek gözlerinizin derinliklerine.
Sakın hasret olmayın;
Ayın şavkındayım,
Sokak kedilerinin özgür sevişmelerinde
Sulu karpuzun çekirdeğinde,
Göğün mavisinde
Mutlaka hissedeceksiniz
Bakan gözlerinizle göremeseniz de.
Ahmet Haluk Başaklar