İŞTE ZAFER MUTLU'NUN YIKILAN OKULUNUN İLK GÖRÜNTÜLERİ 24.08.2009 09:11
Ve sabah 5.30'de belediye ekiplerince yıkılan okul için Zeynep Mutlu Eğitim Vakfı'nın açıklaması ve Vatan'ın haberi...
Zeynep Mutlu Eğitim Vakfı'nın açıklaması
Kemerburgaz'da bulunan Zeynep Mutlu Eğitim Vakfı Kemer Okulları, eğitim kurumları binalarının İstanbul Büyükşehir ve Eyüp Belediyelerince yıkılmasının ardından yaptığı açıklamada, yıkımın 'yasadışı bir uygulama' olduğunu belirtti. Açıklamada şöyle denildi:
’Tebligat’ta muhtar mührü
“Bugün Cumhuriyet tarihimizde bir ilk yaşanmış, Milli Eğitim Bakanlığı’nın denetim ve gözetiminde 10 yıldır faaliyet gösteren Zeynep Mutlu Eğitim Vakfı Kemer Okulları yasa dışı bir uygulamayla pazar sabahı 06.00’da 600 kişilik bir belediye ordusu tarafından yıkılmış ve eğitim kampüsü bir savaş alanına çevrilmiştir. 19 Ağustos Cuma 2009 tarihinde saat 16.58’de düz beyaz bir kağıda üzerinde sadece ”Tebligat“ yazan alt kısmında sadece ”Tebliğ eden“ başlığı altında kimliği ve görevi tarafımızca halen meçhul iki isim olan bir yazıyla ve muhtarın mührü olan komik, vahim ve hukuk dışı bir kağıt parçasıyla okulumuzu pazar sabahı 06.00’ya kadar boşaltmamız istenmiş ve aynı saatte 500 kişi ile gelerek okulumuzu yıkacakları iletilmiştir.
Mesai bitince tebliğ ettiler
Mahkemelerin kapandığı saatte yapılan bu tebligat ile anayasal hakkımız olan yargıya başvurma hakkımız elimizden alınmıştır. Tebligat usul kanunlarına bile tam uymayan hukuk dışı belgede okulumuzun 775 sayılı Gecekondu Önleme Yasası çerçevesinde gecekondu statüsünde olduğu gerekçesiyle yıkılacağı vurgulanmıştır. Derhal Eyüp Belediyesi yetkilileri ile temasa geçilmiş 775 sayılı Gecekondu Yasası’nın ”Mülkiyeti ihtilaflı yerlerde uygulanamayacağı“ yolundaki onlarca Danıştay kararı, Eyüp Kaymakamlığı’nın okulun bulunduğu bazı parsellerle ilgili Vakfımıza zilyetlik verdiği, zilyet olan arazilere dokunulamayacağı yolundaki Yargıtay Hukuk Dairesi kararları, devam eden davalarla ilgili olarak Eyüp 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin arazi üzerindeki tedbir kararları hem sözlü olarak anlatılmış bilahare belgeleri de takdim edilmiştir. Ayrıca belediyeye okul binalarımızın tahsisli araziler üzerine yapıldığı için devletin hüküm ve tasarrufu altındaki bina niteliği taşıdığı ve bu nedenle de yıkılamayacağı belgeleriyle anlatılmıştır. Hukukçularımız cuma geç vakitlere kadar Eyüp Kaymakamlığı’na dilekçe hazırlamışlar ve 3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanun’un birinci maddesinde koruma görevinin İlçe Kaymakamına verildiği hatırlatılmış ayrıca Medeni Kanun’un 981. maddesinin de aynen ”Zilyet her türlü gasp ve saldırıyı kuvvet kullanarak defedebilir“ dediği vurgusu yapılarak yardım talebinde bulunulmuştur.
Kaymakamlık binası kapalı
Ancak dilekçeyle cumartesi günü Eyüp Kaymakamlığı’na giden arkadaşlarımız kapalı ve boş bir bina ile karşılaşmışlar ve kapıdaki silahlı polis memuru herhangi bir tebligat alamayacağını avukatımıza beyan etmiştir. Haricen öğrendiğimize göre Kaymakamlık dilekçenin içeriğini bildiği ve yıkımı önlemek zorunda kalacağı için kaymakamlığı kapama yoluna gitmiştir. Bunun üzerine dün Eyüp Cumhuriyet Savcılığı’na dilekçemizi almadığı ve zilyetliğimizi korumadığı için Eyüp Kaymakamı hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur.
’Yürütmeyi durdurursunuz’
Bu arada Vakıf Yetkililerimiz Eyüp Belediyesi’ne ”kanunsuz olmasına rağmen yıkımda ısrarlıysanız bize okulu boşaltabilmemiz için 15 günlük süre verin“ talebinde bulunmuş, ismi Metin olan Eyüp Belediyesi Başkan Yardımcısı, ”Eğer süre verirsek yürütmeyi durdurma kararı alırsınız“ diyerek niyetlerini iyice açığa vurmuştur. Bütün bu ’yasadışı yıkım’ ve haklı tutumumuza rağmen dediklerini yapmışlar, Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından yapılan ihale sonucunda 1999 yılında Vakfımıza 29 yıllığına tahsis edilen arazi üzerinde devletin ve belediyenin her türlü bilgisi ve denetimi altında yaptığımız ve 10 yıldır yaşattığımız okullarımız 600 kişinin sahur sonrası baskını ile yıkılmıştır. Vakfımız bugüne kadar hiç kâr amacı gütmemiş, aksine öğrencilerine verdiği yüksek kalitedeki eğitimi sürdürebilmek için Mütevelli Heyeti’nin düzenli maddi ve manevi destekleriyle okullarını Türkiye’nin en seçkin eğitim kurumları arasına sokmuştur. Vakfımız bugünden itibaren hakkını adli merciler nezdinde arayacaktır.
Saygılarımızla,
Zeynep Mutlu Eğitim Vakfı”
Kaçak deniyor...
Peki bu da yıllardır kaçak...
Gereği yapılacakmı?
Dokunulamayan' Kuran kursu binası
Hürriyet
07.09.2006
Camide cinayet ve linçle gündeme gelen cemaate ait 8 katlı İsmailağa Camii Kuran Kursu binası İstanbul'un en büyük kaçak yapılarından birisi olarak gösteriliyor. 1992'de başlayan ve belediyece durdurulan inşaat, mühürü sökülerek bitirildi. Yıkım kararı bulunan bina için resmi tebligat yapılamıyor.
İSMAİLAĞA Cemaati, İstanbul'un en imtiyazlı topluluklarından biri. Başında Mahmut Ustaosmanoğlu'nun bulunduğu cemaat, Fatih ilçesi sınırları içinde Çarşamba başta olmak üzere birçok semtte çok sayıda kaçak Kuran kursu inşa etti. 'Tarihi Yarımada'nın Gökkafesi' olarak anılan İsmailağa Camii Kuran Kursu'na yıkım kararına rağmen dokunulamadı.
İsmailağa Camii Sokak ile İsmailağa Çıkmazı arasında yer alan İsmailağa Camii Kuran Kursu binası İstanbul'un en büyük kaçak yapılarından biri. 1980'lerin başında yazlık Arda Sineması kapanınca 2800 metrekarelik arsayı cemaat satın aldı. 1992'de kuran kursu inşatı başladı. 1994'te Fatih Belediye Başkanlığı'na cemaatin de desteğiyle seçildiği belirtilen Sadettin Tantan, buna karşın iki yıl sonra belediye meclisi kararıyla kaçak inşaatı durdurdu. Cemaat üyeleri mührü söküp inşaatı sürdürdü. Bağışlarla, toplam üç milyon dolara tamamlandığı söylenen kurs Tantan'ın görevden ayrılmasından sonra hizmete açıldı. 8 katlı yapı hem cemaatın deposu hem de kurs binası. 850 öğrenci kapasiteli kursta Anadolu ve İstanbul'dan çocuklar okutuluyor. İstanbul'un yedi tepesinden en yükseğinde bulunan ve Sultan Selim Camii ve Fatih Külliyesi'ni bile gölgede bırakan bu yapı için 1996'da çıkan yıkım kararı bir türlü uygulanmadı. Geçen yıl İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nce onaylanarak yürürlüğe giren 1/1000'lik koruma imar planında da yıkımı öngörülen bina için bugüne kadar resmi bir tebligat çıkarılmadı.
YABANCILAR ALINMIYOR
Fatih, Beykoz, Bağcılar ve Üsküdar'daki birçok caminin imam ve müezzin kadrosu, yıllardır bu cemaatin mensuplarının elinde. Sözkonusu imamlar emekli olsalar bile mihrabı ve minberi başkasına bırakmıyor. Kaçak Kuran kurslarının bir kısmı 2000'den itibaren Diyanet'in sözde denetimine geçti. Ama hem camilerdeki imam kadrosu, hem de kursların yönetimi aynı kaldı. Bayram Ali Öztürk'ün öldürüldüğü İsmailağa Camii'nin üzerinde bulunduğu sokaktaki diğer 4 cami de yıllar içinde cemaatin denetimine geçti. Başta tarihi Mesnevihane Camii olmak üzere, camiler kaçak yapılarla genişletildi. Ek binalar zaman içinde kuran kurslarına ve kimin oturduğu bilinmeyen lojmanlara dönüştürüldü. Vakit namazları dışında dışa kapalı olan ibadethanelere cemaat mensupları haricinde kimse alınmadı.
KARAR 1994'TE
Çukurbostan'daki kurs binası da kaçak olarak inşa edildi. Bizans su sarnıcı bulunan bu arazide 1987'den önce küçük bir mescid vardı. Bedrettin Dalan döneminde çevredeki Çukurbostan Mahallesi yıkılarak pazar olarak düzenlendi. Mescid çevresine ek binalar inşa edildi. İsmailağa Cemaati'nin Kuran kursuna dönüştürüldü. Anıtlar Kurulu'nun 1994'te aldığı yıkım kararına rağmen, kaçak yapıların tek taşına bile dokunulmadı.
Külliyesini bitiremedi
CÜPPELİ Ahmet Hoca olarak ünlenen Ahmet Mahmut Ünlü'ye ait Çavuşbaşı'ndaki meşhur kaçak külliyenin inşaatı durdurulmuştu. Sabıkalıları, psikopatları bile etrafına toplayan Ahmet Hoca, cemaatce de eleştiriliyor.
Peki Gerçekler Nedir?
"Kemerburgaz yıkımının altında yatan gerçekler"
Cumhuriyet
26.08.2009
CHP İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız, Zeynep Mutlu Eğitim Vakfı'nın Kemerburgaz'daki Kemer Okullarına ait binaların yıkılmasını TBMM gündemine taşıdı.
CHP İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız, Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir'in yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na sunduğu yazılı soru önergesinde, Kemerburgaz'da Kemer Okullarına ait binaların kaçak oldukları gerekçesiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Eyüp Belediyesi'ne bağlı ekipler tarafından yıkıldığını anımsattı.
''İstanbul'da çok sayıda kaçak yapı varken çağdaş bir eğitim kurumunun gece yarısı operasyonuyla yıkılmasının'' doğru bir uygulama olup olmadığını soran Yıldız, ''Neden özellikle bu eğitim kurumu hedef alınmıştır? Bu yıkımın altında yatan gerçek nedenler nelerdir?'' dedi.
Yıldız, soru önergesinde şu soruları yöneltti: ''Kemer Okullarının kaçak olduğu gerekçesiyle alınan bu elim karar, yıllardır görmezden gelinen, İstanbul'da kaçak işletilen tarikat ve bir takım kurslar içinde uygulanacak mıdır? Hükümete karşı çıkan ve eleştirel yaklaşan tüm kurum ve kuruluşlara ait binalar da aynı şekilde yıkılacak mıdır?
Bu yıkım ile ülkenin laik, mevcut iktidarı eleştiren insanlarına gözdağı mı verilmeye çalışılmaktadır? Yoksa asıl hedef, bunu sıradan bir yıkım gibi göstererek çağdaş eğitim ve aydınlanmanın önüne geçmek midir?''