Domuz Gribi hakkında uyarılar
Dr. Ali Sak
İlk olarak Nisan 2009’da insanlarda A/H1N1 domuz gribi virüsüne rastlanmıştır. „A/H1N1“ in yanısıra resmi olarak „Yeni Grip“ kavramı da kullanılmaktadır. 11 Haziran 2009 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Yeni Gribin ortaya çıkışını dünya çapında salgın olarak ilan etmiştir.
Herşeyden önce domuz gribine neden domuz gribi denmektedir bunu bir açıklamaya çalışalım.
İlk olarak Mexiko’dan yayılan virüs Dünya Sağlık Örgütüne (WHO) göre yeni bir grip virüs türüdür ve 80 yıldır yaygın olan Tip A grip virüs tipinin (A/H1N1) yeni bir çeşididir. Bu virüste ek olarak Avrupa ve Asya’daki domuzlarda bulunan bir grip virüsü yapısının aynısının olması sebebiyle „Domuz Gribi“ olarak yaygınlaşmıştır. Oysa bu virüs gerek insanlarda, gerekse domuz ve kuşlarda da görülmektedir. Ayrıca domuzun bir özelliği de değişik türlerde bulunan ve sadece belirli taşıyıcılarda gelişebilen virüslere en iyi karışma ortamı yaratmasıdır. İşte bu olumlu koşullarda değişik iki grip türünün birleşimiyle yeni bir grip virüs türü geldiği tahim edilmektedir.
Bu nedenle ilk başlardan beri bu yeni virüsün adı halk arasında „Domuz Gribi“ olarak yerleşmiştir. Oysa bu virüs ilk olarak domuzlarda bulunmamıştır ve doğrudan da domuz eti yemekle alakası olmadığı için Dünya sağlık Örgütü bu gribe resmi olarak "Influenza A (H1N1)" adını vermiştir. „Domuz Gribi“ kelimesi sanki bu yeni grip türünün domuz eti yemeden kaynaklanıyor çağrışımı yapmaktadır. Oysa bugüne kadar hiç bir tane insan doğrudan domuz eti yiyerek bu gribe yakalanmış değildir. Ayrıca tüm dünya çapında ulusal sağlık kurumları tarafından, domuz eti yemenin bu açıdan bir tehlike içermediği belirtilmektedir. Zira domuz etinin 72 derecede ısıtılması halinde domuz gribi virüsleri kesin olarak ölmektedirler. Bu gribin doğrudan domuz ile ilişkisinin olmadığını göstermek için genelde „Kuzey Amerika Gribi“ veya „Yeni Grip“ olarak tarif edilmektedir. Fakat buna rağmen ben halk arasında yaygın olduğu için aşağıdaki açıklamalarımda „Domuz Gribi“ tanımını kullanacağım.
Domuz Gribinin Yayılımı ve Ölüm Tehlikesi ne Ölçüdedir?
Hastalığın ortaya çıkışından bu yana tüm dünyada binlerce insan „Domuz Gribine“ yakalanmıştır. Almanya’da da 70 bin civarında insanın domuz virüsüne yakalandığı tahmin edilmektedir. Fakat gerek Almanya genelinde olsun, gerekse diğer ülkelerde olsun hastalık şimdiye kadar hafif bir seyir göstermektedir. Almanya’da domuz gribinden ölenlerin sayısı şu anki verilere göre 20 civarındadır. Bu demek oluyor ki domuz gribine yakalananlarda ölüm riski yaklaşık yüzde 0,03 civarında, yani yaklaşık yüzbin hastadan sadece 30’u ölmektedir. Bu sayı normal mevsimlik grip ile karşılaştırılınca çok daha düşük olduğu kolaylıkla görülmektedir. Zira mevsimlik gripde ölüm vakaları yüzbin kişide 100 civarındadır. Uluslararası verilere göre domuz gribi sezonluk griple beraber pandemik açıdan aynı risk kategorisinde, yani en düşük kategori olan birinci kategoridedir. Uluslararası Sağlık Kurulunca kabul edilen beş pandemik risk kategorisi mevcutdur.
birinci kategori: yüzbin hasta arasında en çok 100 ölü vakası
ikinci kategori: yüzbin hasta arasında 100 ile 500 ölü vakası
üçüncü kategori: yüzbin hasta arasında 500 ile 1000 ölü vakası
dördüncü kategori: yüzbin hasta arasında 1000 ile 2000 ölü vakası
beşinci kategori: yüzbin hasta arasında 2000 den fazla ölü vakası
Her ne kadar ilk başlarda Uluslararası Sağlık Örgütü (WHO) domuz gribinin risk kategorisini yüksek açıklamış olsa da korkulan tehlikeler meydana gelmemiş ve gelme olasılığı da şahsi kanaatimce çok düşüktür. Fakat buna rağmen her gün medyada „yaygaralar“ koparılmakta ve halk bu konuda paniğe sürüklenmektedir. Her gün gazeteler ve televizyonlarda „bugün domuz gribinden 3 kişi daha öldü“, gibi içeriksiz ve değerlendirmeye fırsat vermeyen açıklamalar yapılmakta. Hiç bir gazete veya televizyon örneğin mevsimlik gripden bahsetmez oldu.
İnsanlarda hangi hastalık belirtileri görülmektedir?
Domuz Gribinin belirtileri kışın görülen mevsimsel grip ile benzerlik göstermektedir: Ateş ve en az iki tane solunum yolu enfeksiyon belirtileri (öksürük, nefes alıp verme zorluğu, boğaz ağrısı, nezle). Bunların yanı sıra mevsimsel griplerde olduğu gibi baş ve eklem ağrıları, yorgunluk, iştahsızlık da görülmektedir. Ender olarak da mide bulantısı, kusma ve ishal şikayetleri de görülmüştür.
Yeni Grip virüsü nasıl yayılmaktadır?
Domuz gribi virüsü aynen mevsimsel grip virüsünde olduğu gibi özellikle hapşırma ve öksürme yoluyla ağızdan çıkan tükürük zerreleri yoluyla bulaşmaktadır. Daha küçük olup havada kalabilen zerreler de hastalığı taşıyabilmektedir. Virüs içeren salgıların temizlenmediği yüzeylere dokunulması halinde de hastalık bulaşabilmektedir. Bu durumda virüsler el aracılığı ile ağız, burun ve göze ulaşmaktadır.
Hastalığa karşı hangi ilaçlar mevcuttur ve aşı var mıdır?
Domuz gribi aynı mevsimsel grip gibi Tamiflu isimli ilaçla başarılı bir şekilde tedavi edilebilmektedir. Eğer domuz gribi hastalığına yakalandığınızı düşünüyorsanız, lütfen hemen aile hekiminizle irtibata geçip, yapılması gereken şeyler hakkında bilgi alın. Öncelikle evden çıkmayın ve mümkün olduğu kadar diğer insanlarla yüz yüze irtibat kurmaktan kaçının.
Domuz gribi virüsü yeni bir virüs türü olduğu için mevcut grip aşıları koruyucu etkiye sahip değildir. Bu sadece domuz gribi virüsü için değil mevsimsel gribin değişime uğradığı koşullarda da geçerlidir. Bu nedenle özellikle domuz gribi virüsü için dört tane yeni aşı geliştirilmiştir. Almanya’da sağlık bakanlığının izniyle piyasaya sürülen aşılar: Celvapan (Firma Baxter), Focetria (Firma Novartis), Pandemrix (Firma GlaxoSmithKline) ve Celtura (Novartis). Bu aşılara acil ihtiyaç duyulduğu için Avrupa İlaç Ajanı (EMEA) tarafından „özel koşullarda“ denetlenerek piyasaya sürülmesine izin verilmiştir.
Bu aşıların arasındaki fark nedir?
Genelde bu aşılar içermiş oldukları değişik ek maddeler nedeniyle birbirlerinden farklıdırlar.
Pandemrix ve Focetria aşıları virüs proteinleri kullanılarak tavuk yumurtalarında üretilmektedir ve etkinliğini artıran ek maddeler içermektedir.
Genel olarak bu ek maddeler aşının etkisini artırmak ve kullanım sürelerini uzatmak için (Thiomersal adında cıva maddesi) kullanılmaktadır. Bu aşılarda tüm virüs yerine virüs parçaları kullanıldığı için çabuk üretilebilmekte fakat ek etken maddelerine ihtiyaç duyulmaktadır.
Celtura’da bu etken maddelerden içermektedir fakat üretimi memeliler hücresinde olduğu için yumurta alerjisi olan insanlara da uygulanabilinmektedir.
Celvapan ölü tüm virüs kullanılarak hücrelerde üretilmekte ve hiç bir ek madde içermemektedir. Bu nedenle bu aşının olası yan etkileri daha az fakat kullanım süresi ise çok daha kısadır. Buna karşın bu aşı en az denenmiş olanıdır.
Halk için öngörülen aşı türü Pandemrix dir. Buna karşı politikacılar, askerler ve yüksek dereceli memurlar için Calvepan öngörülmektedir. Bu farklı uygulama haklı olarak da toplumda „sınıfsal sağlık sistemi uygulaması“ tartışmalarını da beraberinde getirmiştir. Genelde Pandemrix’in dahaçok yan etkileri vardır. Örneğin 10 kişiden birinde baş, eklem, kas ağrıları, ateş, halsizlik ve yorgunluk görülmüştür. Aşı bölgesinde sertleşme, şişme, ağrı ve kızarma da aşının yan etkilerindendir. Alerjisi olanlar (örneğin yumurta, formaldehyd, gentamisinsulfat (antibiyotik) ve sodyumdeoxykolat) özellikle dikkat etmeli ve aşı olmadan önce doktrouna danışmalıdır. Genel olarak domuz gribi aşısının yan etkileri diğer aşılardan (örneğin tetanus) farklı değildir.
Hamileler ve çocuklar aşı olmalımı?
Robert-Koch-Enstitüsü’nün verilerine göre hamileler özel risk grubundadır. Domuz gribi nedeniyle grip aşırı geçebilir. Bu nedenle hamilelerin aşı olması tavsiye edilmektedir. Ek etken maddesi bulunan aşılar şimdiye kadar hamileler de hiç denenmediği için ek etken maddesi bulunmayan aşılar tercih edilmelidir. Fakat her durumda hamileler aşı olmadan önce doktorlarıyla görüşmeleri tavsiye edilir.
Domuz Gribi daha çok genç insanlarda görüldüğü için çocuklar ve özellikle de kronik rahatsızlığı olanlar risk grubuna dahildir ve çocukların üç yaşından sonra aşı olmaları tavsiye edilir. Yapılacak aşı aynı hamilelere tavsiye edilen etken maddesiz olan aşı türüdür.
Alınacak ek önlemler konusunda tavsiyeler:
Ellerinizi yıkayın ve yüzünüzden uzak tutun
Ellerinizi parmak araları ile birlikte günde birçok kez 20–30 saniye sabun ile yıkayın. Ağız, göz ve burnun iç bölümlerine/mukoza dokusuna dokunmaktan kaçının.
Sağlık kurallarına uygun öksürün
Öksürürken diğer insanlarla aranıza mesafe koyun. Elinize deği giysinizin koluna öksürün.
Hastalığınızı evde geçirin
Ateşli üşütme durumlarında, mide-bağırsak enfeksiyonu ya da grip halinde işe gitmeyin, evde dinlenerek iyileşmenizi hızlandırın.
İlk belirtilere dikkat edin
Grip kendisini ilk olarak ani ateş, ağır hastalık hissi, öksürük ve eklem ağrıları ile gösterir.
Sağlığınıza kavuşun
Vücudunuzu dinleyin. Tipik grip belirtilerine sahipseniz sonraki adımları doktorunuz ile görüşerek belirleyin.
Diğer aile bireylerini koruyun
Hasta olduğunuz zaman sarılma, öpme, gibi vücut temaslarından kaçının. Mümkünse zamanınızı ayrı bir odada geçirin. Başta mutfak ve banyo olmak üzere evinizin genel temizlik durumuna özen gösterin.
Kapalı odaları düzenli olarak havalandırın
Kapalı odaları günde 3–4 kez 10 dakikalık süreler halinde havalandırın. Böylelikle havadaki virüs oranı azalır, ağız ve burunda kuruluğun oluşması azalır. Grip salgını durumunda şu hususlar özellikle önemlidir:
Mesafe koymak, kalabalık ortamlardan kaçınmak
Hem kendinize, hem de çevrenizdekilere özel bir saygı göstererek, diğer insanlarla aranızda mümkünse iki metre mesafe bırakın. Tokalaşmaktan kaçının. O an için tavsiye edilmiyorsa, kalabalık ortamlara girmekten kaçının.
Koruyucu maske hakkında bilgi edinin
Dünya çapında genel bir salgın durumunda koruyucu maskenin ne derece etkili olduğu hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır. Bu yüzden koruyucu maske hakkındaki bilgiler sadece tamamlayıcı unsurlar olarak düşünülmelidir.
Aşı olup olmama konusunda genel tavsiye
Aşı olmak veya olmamak kişisel bir tercih ve kişinin genel sağlık durumuna bağlı olduğu için genel bir ‘aşı olun’ veya ‘aşı olmayın’ demem mümkün değil. Yalnız sağlıklı ve bağışıklık sistemi sağlam olan kişiler grip virüsüne karşı doğal bağşıklık elde etmeleri en uygun olanıdır. Aşı, risk grubunda olanlar için tavsiye edilir. Risk grubuna dahil olup olmadığınıza ise doktorunuzla görüşerek karar verin.