Ha resmi tarih ha gayri resmi tarih...
Hasan Pulur
18.09.2006, Milliyet
"RESMİ tarih" denilince karşı çıkanlar vardır, "resmi tarih" nasıl ölçüyü kaçırmışsa, "resmi tarih"i eleştirenler de bazen ölçüyü kaçırırlar.
Zaten bütün sıkıntımız da budur ya!
***
LAKİN konunun bir başka yanı da var, "Okullarda resmi tarih okutuluyor" derler ya, yer yer doğrudur; ama insanın "Keşke okutulsa!" diyeceği de gelir.
Çünkü, o okullardan mezun olup üniversite kazananlardan bazıları o kadar "tın tın"dırlar ki!
"Resmi tarih"i bile okusalardı, bu kadar cahil olmazlardı.
***
ONLARDAN bazıları bunun farkında oldukları için öğrenmeye çalışıyorlar, ama nasıl ve nereden öğrenecekler bunu bile bilmiyorlar.
Bugünlerde kafalarını karıştıran Sevr ve Lozan antlaşmaları...
Çankaya Belediye Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Eryılmaz iki kitapçık yayımlamış:
"Sevr -Teslimiyetin Hikâyesi,
Lozan - Türkiye'nin Tapu Senedi."
İkisini de öneririz.
***
ACABA Türkiye'nin dış politikasıyla ilgilenenler, meslekleri "Hariciye" olmasa da, editörlüğünü Baskın Oral'ın yaptığı "Türk Dış Politikası" adlı iki ciltlik esere bakmışlar mıdır? (x)
Eser'in 1. cildinin 237. sayfasında Sevr ve Lozan antlaşmalarının farkları mükemmel bir biçimde anlatılır.
Sevr'in en önemli özelliği olan (.....) Osmanlı İmparatorluğu bu konuda ileride getirilecek hükümleri şimdiden kabul etmiş sayılır, biçimindeki açık çek, Lozan'da yoktur.
Kürdistan, Ermenistan, İzmir konusunda Lozan'da hüküm yoktur.
Kapitülasyonlar kalkmıştır, Maliye komisyonu kalkmıştır, Boğazlar Komisyonu özerk biçimiyle kalkmıştır.
***
HER iki antlaşmada "azınlıklar" konusu çok farklıdır.
Sevr'deki azınlıklarla ilgili yükümlülükler, dönemin azınlıklar standardının ötesindedir; Lozan'da ise bu standardın altındadır.
Lozan'ın azınlık tanımında, soy, din, dil ölçüleri değil, Müslüman olup olmamak ölçütü dikkate alınmıştır.
Ermenilerin dönüşüne ilişkin madde yoktur.
Soy azınlıklarının orantılı temsiline dayanan bir seçim sistemi hükmü kaldırılmıştır.
"Okullara, resmi makamlar, hiçbir biçimde karışmaksızın..." ibaresi kalkmıştır.
Türkiye artık yabancı okul diplomalarını tanımak ve sahiplerinin Türkiye'de serbestçe çalışmalarını kabul etmek zorunda değildir.
Türkiye kilise, okul, adalet konularında özel buyruk ve fermanlarla verilmiş ayrıcalık ve bağışıklıkları tanımak zorunda değildir.
Uluslararası güvence bakımından büyük devletlere "açık çek" kalkmıştır, anlaşmazlık halinde Uluslararası Daimi Adalet Divanı'na gidilir.
***
LOZAN ile Sevr arasındaki farkı anladınız mı? Ya bu fark olmasaydı, başımıza gelecek felaketleri düşündünüz mü?
Eğer, okullarda bu fark bile öğretilemiyorsa, ha "resmi tarih" olmuş ha "gayri resmi tarih" olmuş, ne fark eder?
Baskın Oran'ın şu özeti bile, iki antlaşmanın farkını anlatmaya yeter.
Lozan "bağımsızlığı yaşama biçimi" olarak kabullenenlerin, Sevr ise "Şu bağımsızlığın Allah belasını versin!" diyenlerin yaşama biçimidir.
——————-
(x) İletişim Yayınları.
h.pulur@milliyet.com.tr