Ruhr Veliler Birliği - ELTERNVERBAND RUHR e.V.
Ana Başlıklar  
  Ana Sayfa
  Tanıtım_Ulaşım
  Basında biz...
  Yönetim Kurulu
  Etkinliklerimiz
  FörBiLes
  MobilES
  23 Nisan Kutlamaları
  Cumhuriyet Bayramı
  Okuma Yarışmaları
  Siyaset Meydanı
  Irkçılığa Karşı Girişim
  Halkla ilişkiler
  Ali Sak
  Öğretmen
  Eğitim
  Türkçe Gönüllüleri
  Atatürk
  Veli Dernekleri
  Kitap dünyası
  Genç nesil
  ÇOCUK KÖŞESİ
  Türkan Saylan
  Faydalı Bilgiler
  Uyum
  Tarih bilinci
  Sağlık
  Misafir Kalem
  => Beynin sol yanı...
  => Batı'nın iki yüzü
  => Düşündüğünü...
  => Cumhuriyetle...
  => Türkiye'de kadın...
  => Aydınlanmada Tanrı...
  => Bahattin Gemici
  => Kültür Enstitüsü...
  => Adamsızlık...
  => Sevgi ve Bilgi...
  => MSU für Migranten
  => Türkçe zorunlu olmalı
  => Fakir Baykurt...
  => Atatürk'ü eleştirmek
  => Öğretmen Aşkı
  => Okuma!
  => Kubilay'ın katli
  => Kadınları sevmedik
  => Kadınlar Günü
  => Aşk ve sevgi
  => Kanı kanla yumazlar
  => Nevruziye
  => Merkel'in ziyareti
  => Obamaya mektup
  => Baykal'a mektup...
  => 19 Mayıs ruhu
  => Babalar
  => Şaşıp kalıyorum
  => Mona Lisa ile...
  => Ata'ya mektup
  => Bir kadın iki şair
  => Bize Mustafa Kemali anlat
  => Yabancı Düşmanlığı
  => Onursuz Aşk Olmasın
  => Hasanoğlan Buluşması
  => 19 Mayıs:Bağımsızlık Güneşi
  => "Bir daha olmasın" dediler
  => Önce Eğitim
  Şiirler
  Anlamlı Sözler
  Öyküler-Hikayeler
  FIKRALAR
  İş İlanları
  Duyurular
  Basından Seçmeler
  DOST Siteler
  Teşekkürler
  Ziyaretçi Defteri
  Ziyaretci Trafigi
  Top liste
  Galeri
Babalar

Babalar...

19 Haziran 2010
Bekir Coşkun

BEN bir yeni yetimim...
Kaç yaşına gelirseniz gelin, babanız yaşadığı sürece, asla büyüyemezsiniz.
Ama bir gün onu kaybettiğinizde... "Baba" diye seslendiğinizde yanıt alamayacağınızı anladığınızda... Bir mezarlıktan çıkarken artık yalnız olduğunuzu hissettiğinizde... Bundan böyle danışacak kimseniz olmadığını bildiğinizde... Babanıza sorulması gereken soruları gelip size sorduklarında...
Ve kim bilir kaç gün el ayak çekildiğinde... Aidiyet duygusunu kaybetmiş, merkezini yitirmiş...
Sessiz sessiz ağladığınızda...
Demek ki büyüdünüz...

*

Bu ülkenin babaları, yeryüzünün en şanssız babalarıdır bence...
Ekonomik açıdan diyelim...
Evin başköşesindeki televizyonlar, çocukları tüketimin en çılgınına davet ederken... Yetersiz aylıkların, güvensiz işlerin, belirsiz yarınların, zar zor sağlanmış küçük birikimlerin, ayın sonuna doğru tükenen harçlıkların kahrı içinde bocalar...
Sessizleşir...
Söylemek ister, asla söyleyemez...
İstemek ile yapamamak arasında ezilir baba...

*

Ya da; sosyal yaşamda...
Çocuklarına "iyi insan" olmayı öğretmek gibi en kutsal görevi ile yüz yüze geldiğinde...
Bir yanda kimlikli-kişilikli-onurlu-yürekli-özgür bir birey yetiştirme arzusu... Öte yanda o minik bireyi, kaypaklığın-kimliksizliğin-onursuzluğun-ikiyüzlülüğün hüküm sürdüğü bir dünyaya hazırlamanın kaçınılmazlığı...
Ezilir...
Anlatmak istese anlatamaz...
Baba susar...

*

Yarın Babalar Günü...
Boyunlarına sarılın...
Koklayarak öpün babalarınızı...
Onları anlarsınız nasıl olsa, er geç bir gün büyüdüğünüzde...

 

 
 
   
Facebook beğen  
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol