Bahattin GEMİCİ
Almanya
BİZE MUSTAFA KEMAL’İ ANLAT ÖĞRETMENİM
16 Mart Öğretmen Okulları’nın, 17 Nisan Köy Enstitüleri'nin kuruluş günüdür. Öğretmenler Günü olarak kutladığımız 24 Kasım ise büyük Atatürk'ün “Millet Mektepleri Başöğretmenliği”ni kabul ettiği gündür. Ülkemizde 1981 yılından beri “öğretmenler günü” kutlanmaktadır. Bu kutlamadan amaç, “Öğretmenler arasında sevgi ve saygı bağlarını kuvvetlendirmek, Atatürk'ün ilkelerine ve devrimlerine bağlı, kaderde, kıvançta, ve tasada ortak olup mesleğe ömür vererek emekli olmuş öğretmenlerin hizmetlerinin unutulmayacağı duygusunu vermek, ölümsüz Başöğretmen Atatürk'ü ve yaşama gözlerini yummuş öğretmenleri anmak, mesleğe yeni giren genç öğretmenlerde mesleklerinin yüceliği bilincini uyandırmak, böylece meslek dayanışmasını ve öğretmenliğin saygınlığını güçlendirmektir.”
Ulusun ve ülkenin kalkınmasında, cehaletin yenilmesinde eğitimin ve öğretmenin önemini çok iyi bilen Atatürk, bir toplantıda öğretmenlere şöyle sesleniyor:
"...İsterim ki, çocuk olayım ve sizin ışık saçan öğretim çemberinizde bulunayım, sizden verimleneyim, siz beni yetiştiresiniz. O zaman ulusum için, daha yararlı olurdum. Bu dileğimin yerine başka bir istekte bulunacağım; bugünün çocuklarını yetiştiriniz. Onları ülkeye, ulusa yararlı öğeler yapınız.
...Eğitim işlerinde kesinlikle utku kazanmış olmak gerektir. Bir ulusun gerçek kurtuluşu ancak bu yolda olur. Bu utkunun sağlanması için hepimizin tek bir can, tek bir düşün olarak temelli bir izlence üzerinde çalışması gerekir. Bence bu izlencenin temel noktaları ikidir.
1-Toplumsal yaşayışımızın gereklerine uyması
2-Çağın gereklerine uygun gelmesidir.
Bayanlar baylar!
Ordularımızın kazandığı utku, sizin ve sizin ordularınızın utkusu için yalnız ortam hazırladı... Gerçek utkuyu siz kazanacak ve sürdüreceksiniz ve kesinlikle başarı sağlayacaksınız. Ben ve sarsılmaz inançla bütün arkadaşlarım sizi izleyeceğiz ve sizin karşılaşacağınız engelleri kıracağız."
Evet, böyle diyordu Atatürk... Yeni kuşakları yetiştirecek olan öğretmenlere sahip çıkıyor, onların önlerine dikilen gerici, çağdışı tüm engelleri birer birer kırıyordu.
Ama ondan sonra iktidara sahip olanlar "...gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde..." bulunarak, oy avcılığı uğruna Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nu (Öğretim Birliği Yasası) çiğnediler. Genç dimağları çağdaş eğitimden uzak tuttular. Eğitimi paralı, üniversitelerin çoğunu medreseden farksız hale getirdiler.
Meslektaşlarımız, ailelerinin geçimini sağlamak için ikinci bir iş yapmak zorunda bırakıldı. Öğretmenler coplandı, sürgün edildi, işten atıldı, onların sendikal hak ve istemlerine kulak tıkandı. Şu anda on binlerce öğretmenimiz sözleşmeli olarak çalışmaya devam ediyor. Üç yüz bini aşkın genç öğretmenimiz ise işsiz durumda; içlerinde intihar edenler bile var; ama çığlıklarını kimse duymak istemiyor. Bu öğretmenlerimiz derhal işe alınmalıdır.
Aynı iktidarlar, yurtdışında çalışan yüzlerce öğretmenin sorunlarına, yüz binlerce çocuğumuzun ve gencimizin eğitim ve öğretim sorunlarına kayıtsız kaldılar. Öğretmen ve veli dernekleriyle işbirliği yapmaktan uzak durdular.
***
Biz öğretmenler, içinde bulunduğumuz tüm olumsuz koşullara karşın, çocuklarımızı Atatürk'ün arzuladığı şekilde en iyi bir biçimde yetiştirmeye, onun aydınlık izinden yürümeye ve ilkelerini savunmaya devam edeceğiz.
Tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü yürekten kutlarım.
ÖĞRETMENİM
Bana okumayı, yazmayı öğret öğretmenim
Su gibi içmek istiyorum tüm bilgileri
Ağacın neden çiçek açtığını
Nasıl bal yaptığını arının
Bilmek istiyorum
Bize insanı anlat öğretmenim
Sevgiyi ve arkadaşlığı anlat
İçimizdeki kötülükleri al götür
Bize güneş ol öğretmenim
Işığınla bizi aydınlat
Bize gerçekleri anlat öğretmenim
Açlığı, yoksulluğu ve alınterini
Bize mücadele etmeyi öğret
Birlik olmayı ve direnmeyi
Bize şarkılar söyle öğretmenim
Bağımsızlık ve özgürlük türküleri
Bize Kurtuluş’u anlat öğretmenim
Bize Mustafa Kemal’i anlat
Akıl ve bilim yolunu göster bana
Verme beni kötü ellere
Yarının büyüğüyüm ben
Ülkenin ümidi benim, öğretmenim
Benim ümidimse sen
Şairin, “ Şimdi Vaktidir...” adlı şiir kitabından