FAKİR BAYKURT’UN ARDINDAN
Bahattin Gemici/Almanya
11 Ekim 1999 sabahı saat altı sularında telefon çaldı; Essen’den bir arkadaşım acı haberi verdi: “Fakir Hocayı kaybettik, başımız sağolsun!” Sarsıldım, kendimi toparlamaya çalıştım... Kaybımız büyüktü... Koca Fakir Baykurt’u, öğretmen hareketinin ve edebiyatımızın çınarlarından birini yitirmiştik
Essen’deki Üniversite Kliniğinde yatıyordu. Birkaç kez ziyaretine gitmiştim. Kendisine, Eğitim-Sen’in ve değerli hukukçumuz sayın Yekta Güngör Özden’in geçmiş olsun mesajlarını ilettim. O sıralar kurmakta olduğumuz Almanya Türk Öğretmenler Federasyonu ATÖF hakkında bilgi verdim. Almanya’daki Türk öğretmenlerinin örgütlenmesi ve Türkçemize sahip çıkması onu çok sevindirmişti.
Sonraki günler durumu iyice ağırlaştı; zayıflamıştı, güçlükle ayakta duruyordu. Durumunu biliyorduk... Hastane önünde nöbetimizi tutuyor, çeşitli kentlerden kendisini ziyarete gelen arkadaşlarla çaresizlik içinde bekliyorduk. Son günlerinde ise görüşmemize izin verilmiyordu. Selamlarımızı, değerli eşi Muzaffer Abla ile kendisine iletebiliyorduk...
Duisburg’da yapılan cenaze töreni çok kalabalıktı. Yapılan konuşmalardan sonra Türk bayrağına sarılı tabutunu cenaze arabasına bindirdik, çok sevdiği yurdumuza gönderdik... 15.6. 1929 yılında Burdur’un Akçaköy’ünde doğan Fakir Baykurt yaşamını Almanya’nın Essen kentinde noktalamıştı. Bizim için Fakir’siz günler başlıyordu... Biz onsuz fakirdik...
Aradan tam on yıl geçmiş... Fakir Baykurt’suz tam on yıl... O, Almanya ve Avrupa’da yaşayan en önemli aydınlarımızdan biriydi. O, köyü ve köylüyü en iyi anlatan yazarlarımızdandı. Almanya’da yaşadığı yıllar boyunca da, köyünden kopup gelen yurttaşlarımızın izini sürmüş; öykülerinde, romanlarında ve şiirlerinde onların sesi, soluğu olmuştu. Türkiye’de ve Almanya’da toplam 41 yıl öğretmenlik yapan Fakir Baykurt sanata şiirle başlamış, köy notları, öyküler, makaleler, film metinleri, romanlar yazmıştı. Yapıtları sinema ve tiyatroya aktarılmış, yabancı dillere çevrimiş ve çok sayıda ödül kazanmıştı.
Başlıca eserleri şunlardır:
Yılanların Öcü, Irazca’nın Dirliği, Kara Ahmet Destanı, Onuncu Köy, Kaplumbağalar, Amerikan Sargısı, Tırpan, Efkâr Tepesi, Kerem ile Aslı, Efendilik Savaşı, Çilli-Karın Ağrısı-Cüce, Anadolu Garajı, Onbinlerce Kağnı, Can Parası, Köygöçüren, İçerdeki Oğul, Keklik, Sınırdaki Ölü, Şamar Oğlanları, Sakarca, Yayla, Kalekale, Yandım Ali, Topal Arkadaş, Sarı Köpek, Barış Çöreği, Gece Vardiyası, Yüksek Fırınlar, Koca Ren, Yarım Ekmek, Dünya Güzeli, Saka Kuşları, Duisburg Treni, Bir Uzun Yol, Bizim İnce Kızlar, Unutulmaz Köy Enstitüleri, İfade, Yeni Kölelik, Ateş Dikenleri, Anamla Yıllar, Rur Havzasında Türk Bahçeleri, Telli Yol, Benli Yazılar, Özyaşam (8kitap)
Yaşasaydı kimbilir daha ne kadar çok eser verecekti?.. Onun bavullar dolusu dosyaları, karalamaları, küçük küçük kağıtlara yazdığı notları şimdi kimbilir ne haldedir?..
Fakir Baykurt, Türkiye’de öğretmen örgütlenmesinde önemli bir rol almış,
TÖS ve TÖDMF gibi büyük öğretmen kuruluşlarının genel başkanlığını yapmıştı. O, yılların verdiği deneyimle farklı görüşlerden çok sayıda insanla diyaloğunu sürdürmüştü. Fakir Hoca, herkesin sevdiği, saydığı, her konuda görüşlerine başvurduğu bir dosttu, ağabeydi. Duisburg’da kurduğu Edebiyat Kahvesini yıllar boyu yönetti. Yurttaşlarımızı yazmaya teşvik etti; onlara yol gösterdi. Genç şairlere ve yazarlara zaman ayırdı; onların gönderdiği dosyaları, karalamaları büyük bir özveriyle inceledi; görüşlerini dile getirdi. Bunu yaparken hiç bir zaman kırıcı olmadı. Bir çok genç yazarın ve şairin kitabına önsöz yazdı. Kendini bilmez, burnu havada gezen bazı kişilerin eleştirilerine aldırış bile etmeden sürdürdü bu tavrını...
Bugün Almanya’da, Hollanda’da ve diğer bir çok ülkede yazan çizen pek çok insanda onun emeği, alınteri vardır. Duisburg kentinde kurduğu Edebiyat Kahvesi halen bugün çalışmalarına devam ediyor. Fakir Baykurt Edebiyat Kahvesi’ni on yıldır yöneten değerli meslektaşım Mevlüt Asar, çeşitli kentlerden gelen yazar arkadaşlarla toplanarak, yurt dışında dilimizi ve edebiyatımızı geliştirmek için çaba gösteriyor; kitaplar yayımlıyorlar.
Büyük şairimiz Fazıl Hüsnü Dağlarca, “Uluslar büyük adamlarıyla soluk alırlar” diyor. Bize düşen görev, Türk edebiyatının önde gelen isimlerinden biri olan Fakir Baykurt’un eserlerini yeniden okumak ve okutmak olmalıdır. O’nun özlemini duyduğu kardeşçe yaşanan, adaletin hüküm sürdüğü, aydınlık, çağdaş ve laik bir Türkiye için verdiği mücadele sürecektir.
Fakir Baykurt’u, o büyük öğretmeni ve edebiyat adamını ölümünün 10. yılında sevgiyle, saygıyla anıyoruz. Işıklar içinde yatsın.
Not: 11 Ekim Pazar günü saat 14.00’de Fakir Baykurt’u anma töreni, Alte Feuerwache, Friedenstr. 5, 47053 Duisburg adresinde yapılacaktır.