Ruhr Veliler Birliği - ELTERNVERBAND RUHR e.V.
Ana Başlıklar  
  Ana Sayfa
  Tanıtım_Ulaşım
  Basında biz...
  Yönetim Kurulu
  Etkinliklerimiz
  FörBiLes
  MobilES
  23 Nisan Kutlamaları
  Cumhuriyet Bayramı
  Okuma Yarışmaları
  Siyaset Meydanı
  Irkçılığa Karşı Girişim
  Halkla ilişkiler
  Ali Sak
  Öğretmen
  Eğitim
  Türkçe Gönüllüleri
  Atatürk
  Veli Dernekleri
  Kitap dünyası
  Genç nesil
  ÇOCUK KÖŞESİ
  Türkan Saylan
  Faydalı Bilgiler
  Uyum
  Tarih bilinci
  Sağlık
  Misafir Kalem
  => Beynin sol yanı...
  => Batı'nın iki yüzü
  => Düşündüğünü...
  => Cumhuriyetle...
  => Türkiye'de kadın...
  => Aydınlanmada Tanrı...
  => Bahattin Gemici
  => Kültür Enstitüsü...
  => Adamsızlık...
  => Sevgi ve Bilgi...
  => MSU für Migranten
  => Türkçe zorunlu olmalı
  => Fakir Baykurt...
  => Atatürk'ü eleştirmek
  => Öğretmen Aşkı
  => Okuma!
  => Kubilay'ın katli
  => Kadınları sevmedik
  => Kadınlar Günü
  => Aşk ve sevgi
  => Kanı kanla yumazlar
  => Nevruziye
  => Merkel'in ziyareti
  => Obamaya mektup
  => Baykal'a mektup...
  => 19 Mayıs ruhu
  => Babalar
  => Şaşıp kalıyorum
  => Mona Lisa ile...
  => Ata'ya mektup
  => Bir kadın iki şair
  => Bize Mustafa Kemali anlat
  => Yabancı Düşmanlığı
  => Onursuz Aşk Olmasın
  => Hasanoğlan Buluşması
  => 19 Mayıs:Bağımsızlık Güneşi
  => "Bir daha olmasın" dediler
  => Önce Eğitim
  Şiirler
  Anlamlı Sözler
  Öyküler-Hikayeler
  FIKRALAR
  İş İlanları
  Duyurular
  Basından Seçmeler
  DOST Siteler
  Teşekkürler
  Ziyaretçi Defteri
  Ziyaretci Trafigi
  Top liste
  Galeri
Yabancı Düşmanlığı

Bahattin GEMİCİ

www.BGemici.de

Almanya

 

ALMANYA’DA YABANCI DÜŞMANLIĞI VE ÖNERİLER

   Devlet tarafından partilere verilen yardımlardan yararlanan, dolayısıyla ödediğimiz vergilerle bize karşı bildiriler, afişler bastıran, eylemler düzenleyen, şiddet uygulayan, ırkçılığı, yabancı düşmanlığını körükleyerek toplumsal barışı ve huzuru bozan başta Milliyetçi Alman Partisi NPD olmak üzere bütün neo-nazi örgütler kapatılmalı, yöneticileri, üye ve sempatizanları sıkı bir denetim altına alınmalıdır. Demokrasilerde, demokrasiyi yok etmek isteyen örgütlere ve eylemlere asla yer verilemez.

   Irkçılık ve şiddet sadece Almanya’nın değil, tüm Avrupa’nın sorunudur. Hedefte başta Türkler olmak üzere tüm müslümanlar vardır. Almanya'da aşırı sağın güçlenmesine gerekçe olarak artan işsizlik ve ekonomik kriz gösterilmektedir. Ancak hiçbir gerekçe insan düşmanlığını haklı kılamaz. İşsizliğin ve enflasyonun son derece düşük olduğu öteki Avrupa ülkelerinde de aşırı sağ gittikçe güçlenmekte, saldırılarını artırmaktadır.  2011 yılında  Norveç gibi bir refah ülkesinde neo-nazi bir genç 80’den fazla insanı katletmiş, yüzlercesini yaralamıştır.

* * *

Faşizmin, Hitler Almanya'sında insanlığa yaşattığı vahşet herkese ibret olmalıdır. Önce Yahudilere ait dükkânların camları kırılmış, sokaklarda terör estirilmiş, törenlerle kitaplar yakılmış, tüm muhalifler toplama kamplarına götürülmüş ve boğaz tokluğuna çalıştırılmıştır. İnsanlar kurşuna dizilmiş, gaz odalarında zehirlenmiş ve fırınlarda canlı canlı yakılmıştır. 2. Dünya Savaşı’nı başlatan Hitler Almanyası Avrupa’yı kan gölüne çevirmiş, 55 milyon insanın ölümüne ve milyonlarcasının sakat kalmasına neden olmuştur.

Almanya’nın savaşta yenilmesiyle ve Hitler'in intiharıyla bu vahşeti yapanların soyu tükenmiş değildir. Nazilerin  bir çoğu savaş sonrasında değişik partilerde ve kurumlarda görev almış ve bildikleri yoldan şaşmamışlardır.  Almanya'da ve öteki ülkelerde etkinlik gösteren neo-naziler halen (H)itler'in izinden gittiklerini açık açık ifade ediyorlar.

Almanya'da ırkçılığın önü sadece polisiye tedbirlerle alınacak gibi değildir. Görünen, sadece buzdağının ucudur. Derinlerde, hiç ummadığımız boyutlarda, kendini üstün ırk, başka ulusları haşarat olarak gören ve onların kültürlerine hoşgörüsü olmayan gizli ırkçılık yatmaktadır. Asıl korkulması gereken sokaktaki dazlaklar değil, kendilerini gizlemesini bilen, belli yerlere gelmiş ve ırkçılığı körükleyen kravatlı nazilerdir.

 

Neo-nazilerin sadece Almanya’da 1990 yılından itibaren 182 insanı katlettiği ve binlerce kişiyi yaraladığı basın  yayın organlarında dile getirildi. Anayasayı Koruma Örgütü’nün bu olanlara adeta seyirci kaldığı, planlanan seri cinayetleri engellemek için polisle işbirliği yapmadığı, örgütlerin içine sızdırdığı ajanlarına verdiği paralarla aşırı sağ eylemlerin desteklendiği ortaya çıktı. Bunun sonucu olarak son on yıl içinde “dönerci cinayetleri” olarak bilinen ve sekizi Türk olmak üzere 10 kişinin kurşunlanarak katledilmesi, dikkatlerin aşırı sağ örgütlere yönelmesine neden oldu. Tehlike gerçekten büyüktür. Bu ülkede tehlikede olan sadece yabancılar ve sosyal bakımdan zayıf katmanlar değil, demokrasinin ta kendisidir.

Alman kamuoyu bu skandal karşısında yeterince tepki koyamamış, biz göçmenleri yalnız bırakmıştır. Bir kaç kentte yapılan cılız gösterilerden başka sokağa taşan tepkinin olmayışı düşündürücüdür. Bilindiği gibi Alman Merkez Bankası eski müdürüThilo Sarrazin’in yazdığı “Almanya kendini yok ediyor” adlı kitap, ülkedeki göçmen karşıtı ve özellikle Türk karşıtı eğilimleri uyandırmakla birlikte teşvik de ediyordu. Bir milyonun üstünde satış yapan bu kitap göçmenlere karşı önyargıları körüklemiş ve Almanya’nın uyum politikasına büyük zarar vermiştir. Şimdi biz soruyoruz: Almanya nereye gidiyor? Yoksa Almanya susarak ve göçmenlerine sahip çıkmayarak kendini mi yok ediyor? Büyük Alman yazarı Goethe, “Kendi azınlıklarını korumayan bir ülke yakında batar,” demişti. Demokrasiden ve insan haklarından yana olduklarını söyleyen söyleyen kişi ve kurumlar, partiler neredeler?

Oysa 1990’lı yıllarda Mölln ve Solingen’de Türklerin evlerinin yakılması sonucu Almanya’da yüz binlerce insan ayağa kalkmış, bir çok kentte insan zincirleri oluşturmuş, şiddete ve yabancı düşmanlığını onaylamadıklarını etkin bir şekilde dile getirmişlerdi.

Son saldırıların arkasından neo-nazi çetelerin çıkması üzerine Almanya Türk Toplumu Başkanı Kenan Kolat, 2006 ile 2008 tarihleri arasında seri şekilde Türk kurum ve kuruluşlarına yönelik 94 ayrı yangın ve kundaklama girişiminde bulunulduğunu belirtmiş, yetkililerin o zamanlar da,“Irkçı motif yoktur” açıklamaları yaptığını dile getirmiştir. TGD Başkanı Kolat, o dönemde yaşanan kundaklama olaylarının aydınlatılması için Federal Başsavcılığa başvurduklarını açıklamıştır.

 Bu arada Kuzey Ren Vestfalya Eyalet Hükümeti’nin aşırı sağa karşı önlemler alacağını açıklaması olumlu bir gelişme olarak değerlendirilmelidir. Açıklamaların sözde kalmaması dileğimizdir. Türk Toplumu bu işin takipçisi olmalıdır.

Bundan kısa bir süre önce merkezi Essen’de bulunan Ruhr-Türk Veliler Birliği başkanı Dr. Ali Sak’ın davetiyle, 80 dolayında Türk kitle örgütünün katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda ırkçılığa karşı birlikte hareket etme kararı alınmıştır. Bu tür güçbirliği çalışmalarının yaygınlaşması, güçlendirilmesi ve süreklilik kazanması hayati önem taşımaktadır.

35 yıldır bu ülkede yaşayan ve çalışan bir eğitim emekçisi olarak Federal Hükümete, siyasi partilere ve Alman halkına bazı önerilerde bulunmak istiyorum. Yurttaşlarımızın da benimle aynı görüşleri paylaşacaklarını düşünüyorum.

 

Alman yetkililere öneriler:

 

-İşsizliği ve yoksulluğu önleyecek tedbirleri alınız. Almanya’nın olanaklarını yerli yabancı ayrımı yapmadan halka eşit olarak sununuz.

-Çıraklık yeri ve iş arayan yabancılara kolaylık sağlayınız; onlara üçüncü sınıf insan muamelesi yapmayınız.

   -Göçmenleri seçimlerde günah keçisi olarak göstermeyiniz. Uzun emekler sonucu kurulan insani ilişkileri ve dostlukları bozmayınız. 

- İnsanların en demokratik hakkı olan seçme ve seçilme hakkını biran önce biz göçmenlere de tanıyınız; işlevleri son derece sınırlı olan Yabancılar Meclisi ya da Uyum Meclisi adını verdiğiniz kuruluşlarla göçmenleri oyalamaktan vazgeçiniz.

- Çifte vatandaşlığı kabul ediniz. Alman vatandaşlığına geçmeyi kolaylaştırınız. Siyasi partilerde göçmenler için kota uygulaması getiriniz.

- Alman halkında yabancılara karşı varolan önyargıları ortadan kaldırmaya yönelik toplumsal, kültürel ve sanatsal çalışmaları destekleyiniz. Kamuoyunu uyarıcı ve bilgilendirici malzemeler hazırlayınız.

-Konut arayan göçmenlere ayrımcılık yapmayınız. Böylelikle göçmenler de Almanların oturduğu mahallelerde ev bulabilir, çocukları Alman çocukları ile oynayabilir ve daha kolay Almanca öğrenirler.

-Göçmenlerin dillerine, dinlerine ve kültürlerine saygı gösteriniz. Anadili derslerini kaldırmaktan, okul bahçelerinde Türkçe konuşmayı yasaklamaktan vazgeçiniz. Çocuklarımızı asimile etmeye çalışmayınız.

-Okullarda yerli ve göçmen öğrencilerin kaynaşması için gereken önlemleri alınız. Ders kitaplarında farklı ülkelerden gelen göçmenlerin ulusal kültürlerine ve dini inançlarına yer veriniz.

-Anaokulundan başlayarak eğitimin bütün kademelerinde hoşgörüye dayanan, insan haklarına saygılı, şiddete, kine ve yabancı düşmanlığına karşı bir eğitim uygulanmasını sağlayınız.

-Yabancı düşmanlığı yapanlara ve şiddet uygulayanlara karşı caydırıcı yasal önlemler alınız.

-Irkçılığı ve yabancı düşmanlığını körükleyen NPD gibi parti ve örgütleri kapatınız, onların toplumsal barışı bozmalarına izin vermeyiniz.

 

 

Türk göçmenlere düşen görevler:

 

   -Çocuklarımızın ve gençlerimizin eğitimine gereken önemi verelim. Okuyan, araştıran ve düşünen bir toplum olmak için, yaşadığımız ülkede önemli mevkilere gelmek için çalışalım.

   -Almanlarla iyi bir diyalog kurmanın ve onlara derdimizi anlatmanın yolu dil öğrenmekten geçer. Yaşımız kaç olursa olsun Almanca öğrenmek için gereken çabayı gösterelim.

   -İşimizle, davranışımızla, giyimimizle, komşuluğumuzla ve kültürümüzle kendimizi bu topluma kabul ettirmek için gayret edelim.

   -İçinde yaşadığımız ülkenin sosyal, kültürel ve dini değerlerine, yasalarına saygı gösterelim. Uyum için biz de elimizden geleni yapalım.

   -Yurt dışında kendimizi Türkiye'nin bir elçisi olarak görelim.Türk - Alman dostluğunu geliştirmek için çaba gösterelim. Ülkemize turist göndererek onların bizi ve kültürümüzü daha yakından tanımalarını sağlayalım.

   -Kahvelere ve camilere kapanarak kendimizi toplumdan soyutlamayalım. Siyasi partilere, sendikalara ve diğer sivil toplum örgütlerine üye olalım. Buralarda sorunlarımızı dile getirelim, haklarımızı almak için mücadele edelim. Dernekler kurarak biraraya gelelim.  Almanya çapında güçlü bir Türk Toplumu oluşturalım.

   -Yabancı düşmanlığı ve ırkçılık bizi bu toplumda uzun yıllar uğraştıracak bir sorundur. Bunun için başta Türkler olmak üzere hepimiz, aramızdaki görüş ayrılıklarını bir kenara bırakarak can ve mal güvenliğimiz için, çocuklarımızın geleceği için biraraya gelmek, ileride olabilecek her türlü olumsuz durumları hesaba katarak ona göre önlemimizi almak zorundayız. Bunun için her kentte  aklı başında on kişi biraraya gelmeli ve bu konuda neler yapmak gerektiğini düşünmeli, o kentteki örgütleri biraraya getirmek için çalışmalıdır.

   Bu toplumda barış içinde birarada yaşamak, kendimizi ezdirmemek için sokak sokak, mahalle mahalle örgütlü ve tedbirli olmak gerekiyor. Yabancı düşmanlığına ve ırkçılığa karşı çıkan yerli, göçmen tüm kişi ve kuruluşlar kalıcı girişimler oluşturmalı, kent, eyalet ve federal düzeyde çeşitli etkinlikler düzenleyerek aşırı sağa ve şiddet eylemlerine fırsat vermemelidir.

 

 

Türkiye’den beklentimiz:

 

   Almanya’da 3 milyon, Avrupa’da 5 milyona yakın Türk veya Türk kökenli insanımız yaşıyor. Bu güç, ülkemiz için her bakımdan büyük bir potansiyeldir. Hükümet yetkilileri bizi daha önceleri olduğu gibi “Döviz yumurtlayan tavuk” olarak görmekten vazgeçmeli, sorunlarımıza kulak vermelidir. Çocuklarımıza ve gençlerimize sahip çıkmalı, uygarlığı ile övünen Avrupa’da bizi ırkçı saldırılardan korumak için gerekli girişimleri ve çalışmaları yapmalıdır.

   Siyasetçiler, üniversiteler, bilim insanları, yazarlar, gazeteciler, sanayiciler, dışalımcılar, dışsatımcılar, tüm yetkili, etkili kişi ve kurumlar; Avrupa ve dünyanın öteki ülkeleriyle olan ilişkilerinizde bizim sorunlarımızı dile getiriniz. Bizi yalnız bırakmayınız ve desteğinizi bizden esirgemeyiniz. Yurt dışında var olan güçlü bir Türk Toplumu da sizi unutmayacaktır.

 

 

 

 

 

 

 
 
   
Facebook beğen  
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol