Ruhr Veliler Birliği - ELTERNVERBAND RUHR e.V.
Ana Başlıklar  
  Ana Sayfa
  Tanıtım_Ulaşım
  Basında biz...
  Yönetim Kurulu
  Etkinliklerimiz
  FörBiLes
  MobilES
  23 Nisan Kutlamaları
  Cumhuriyet Bayramı
  Okuma Yarışmaları
  Siyaset Meydanı
  Irkçılığa Karşı Girişim
  Halkla ilişkiler
  Ali Sak
  => Bilimsel Yayınlar
  => Atatürk'ü sevmek...
  => Dil öğrenimi...
  => Özür kampanyası...
  => Özel okullar...
  => Toplumsal değişim
  => Din sömürüsü...
  => Öncelikli görevlerimiz...
  => Gurbet vatan...
  => Gönüllü çalışmalar...
  => Toplumsal sorumluluk...
  => Bilime taraf olmak...
  => Bilim ve Din...
  => Mevlana ve hoşgörü...
  => Teokrasiye geçiş...
  => Ermeni sorunu...
  => Türkçenin doğuşu
  => Kadir gecesi...
  => Almanya'da sivil toplum
  => Susturulan Toplumlar
  => Toplu hipnoz seansları
  => Bir milletin ...
  => Türkiye-AB...
  => Gerektiği gibi...
  => Hrant Dink'in ardından
  => Onlar Bizim...
  => Anadiline sahip çık
  => Tarihi tarihçilere...
  => Kafanızın rahat etmesi
  => Türk Liseleri
  => Die leidvolle Geschichte
  => Kanserde din faktörü
  => Güneşin Sembolü
  => Aghet Filmi veTGD
  => Atatürkçü Düşünce
  => Sarrazin-Wahn
  => Atatürkçü Düşünce (2)
  => Hayvan Çiftliği
  => Kampf im...
  => Sessiz çoğunluğun...
  => İçiniz rahat olsun
  => Sıra bizde...
  => Güneş üflemekle...
  Öğretmen
  Eğitim
  Türkçe Gönüllüleri
  Atatürk
  Veli Dernekleri
  Kitap dünyası
  Genç nesil
  ÇOCUK KÖŞESİ
  Türkan Saylan
  Faydalı Bilgiler
  Uyum
  Tarih bilinci
  Sağlık
  Misafir Kalem
  Şiirler
  Anlamlı Sözler
  Öyküler-Hikayeler
  FIKRALAR
  İş İlanları
  Duyurular
  Basından Seçmeler
  DOST Siteler
  Teşekkürler
  Ziyaretçi Defteri
  Ziyaretci Trafigi
  Top liste
  Galeri
Özel okullar...

Eğitimde şans eşitsizliği ve özel okullar

Dr. Ali Sak

28 şubat 2009

Göçmen çocuklarının ve bilhassa biz Türklerin Almanya eğitim sistemindeki başarısızlıkları bilinen bir gerçektir.  Türk kökenli öğrencilerin oranı gymnasiumlarda (liseler) Almanlara nazaran 3 katı daha azdır. Buna karşılık diplomasızların oranı ve okul sonrası meslek hayatında iş bulma şansı Almanlara nazaran 2-3 katı daha kötüdür. Yapılan araştırmalar göçmen kökenli çocukların hem ilköğretimden orta öğretime geçiş sürecinde (Prof. Klemm, Essen üniversitesi), hem de ortaokuldan meslek hayatına geçiş döneminde (Prof. Boos-Nünning, Essen üniversitesi) şans eşitliğinin olmadığını göstermektedir. Almanyada şans eşitliği anayasal bir hak olmakla beraber bilhassa yabancılara karşı bilinçli veya bilinç altında uygulanan bu şans eşitsizliğini Prof. Klemm şu şekilde vurgulamakta: “Bu ayrımcılık, anayasal hakların çok gerisinde kalmaktadır”. Pekala bu ayrımcalıktan nasıl kurtulunur, şans eşitliği nasıl sağlanır ve böylece Türk çoçuklarının eğitim düzeyleri nasıl yükseltilir? Bunları gerçekleştirebilmek için bizlerin çok daha fazla eğitime katkı sağlamamız, anadilimize sahip çıkmamız ve toplumsal faaliyetlere katılarak yaşadığımız toplumda dilimizle, kültürümüzle kendimizi kanıtlamamız gerekiyor.

Bu bağlamda sayın Başbakan R.T. Erdoğan Türkiye kökenli öğrencilerin ana dillerini doğru öğrenebilmeleri için, Almanya'da Türk okulları kurulmasını önerdi ve Almanya genelinde büyük tartışma yarattı. İşin tuhaf tarafı Almanlar Türk hükümeti tarafından kurulacak okullara ve Alman okullarındaki Türkçe derslerine uyumu engeller diyerek karşı çıkarken, bazı kesimlerin kurmuş olduğu okulları destekliyorlar.

 

 

Almanyada özel türk okulları

Bilindiği gibi Almanya'da halihazırda sözde Türkçe öğretim veren özel okullar mevcut. Örneğin Dialog (Köln), VIB (Hannover) ve diğerleri (Mannheim, Paderborn,...). Peki bunlar neden kuruldular, nasıl okullar ve bu okullarda ne tür dersler veriliyor? Genelde Türk çocuklarına daha iyi eğitim, daha çok şans eşitliği ve en önemlisi “türkçeye sahip çıkma” adına kurulmuşlardır. Müfredata göre ders dili almanca ve ilk yabancı dil ingilizcenin yanı sıra seçmeli yabancı ders olarak türkçe ekleniyor. Türkçenin bu okullarda diğer Alman okullardan farksız seçmeli ders olarak konması, türkçenin vitrinlik olduğunu göstermekte. Ayrıca, bu okullar genelde tam gün ve yatılı oldukları için yıllık belirli bir ücret ödenmesı gerekiyor. Bu da şans eşitliğini tamamen ortadan kaldırıyor. Hangi normal şartlarda yaşayan bir Türk ailesi tek bir çocuğu için ayda yaklaşık 400€ sadece okul için  verebilir? Bu maliyeti üstelenebilen aileler genelde varlıklı veya eğitimli oldukları için bunların çocukları da alman okullarında zaten çok başarılıdırlar. Genellikle bu okulların müfredatında din dersinın yerine etik-ahlak bilgisi dersi mevcut. Bu “eksiklik” muhtemelen okulun sunduğu sosyal faaliyetlerde gideriliyor.

Bu okulların Gülen Cemaati ile bağlantıları olduğu söyleniyor ve buralarda eğitimin yanı sıra “özel eğitim” metodları uygulandığı belirtiliyor ve bu nedenle eleştiriliyor. Hannover'deki VIB özel lisesi müdürü bu suçlamara karşı şöyle diyor: "Bir organik bağımız yok Fethullah Gülen hoca efendi ile. Ama biz üyelerimiz olarak severiz, sayarız, kitaplarını okuruz ve onun çizdiği yoldan, çizdiği hedefler doğrultusunda da bir şeyler yapmaktayız. Biz doğru olduğuna inanıyoruz ve o'nun vermişşolduğu hedefler doğrultusunda da kendimize bir yol çizmişiz. Ama organik bir bağımız yoktur." (Kaynak: Tuba Tunçak 07.03. 2008, www.qantara.de/webcom/show_article.php/_c-674/_nr-170/i.html).

 

 

Türk gencinin hedefi bellidir

Ne diyor müdür bey? “Organik bağımız yok ama ONUN ÇİZDİĞİ YOLDAN gideriz.” Siz düşünün artık bu “sözde eğitim” yuvalarından mezun olacak çocuklarımızın kimin çizdiği yoldan gideceklerini. Türk gencinin hedefi bellidir; muassır medeniyetler seviyesine ulaşmak ve onları geçmek. Bu hedef ve yol ise bizlere Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından gösterilmiştir.

 

 
   
Facebook beğen  
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol